SARIKAMIŞ FACİASI OLAYI VE GÜNÜMÜZE ETKİSİ

Birinci Dünya Savaşı'nın önemli muharebe alanlarından biri olan Kafkasya cephesi genellikle Türk ordusu bakımından çok ağır kayıplarla sonuçlanan Sarıkamış faciası ile hatırlanır. 109 yıl önce, 22 Aralık 1914 tarihinde gerçekleştirilen Sarıkamış Harekâtı Türk tarihinin çok önemli sayfalarından biridir. Sarıkamış Şehitleri, vatan, millet, bayrak ve hürriyet gibi kutsal değerler uğruna vazifeye koşan bir ordunun ölümsüzlük destanı olarak anılmaktadır. Sarıkamış faciası ile ilgili bilinmeyenlerin aralandığı özel dosya haberin detaylarında.

SARIKAMIŞ FACİASI OLAYI VE GÜNÜMÜZE ETKİSİ

Enver Paşa 18 Aralık 1914 tarihinde, 3. Ordu'ya Sarıkamış Harekatı için taarruz emrini verdi. Çetin kış şartlarının yanı sıra tifüs gibi salgın hastalıklar her geçen gün 3. Ordu'nun kayıplarını hızla artırıyordu.Bu nedenle çetin kış şartlarında giyecek, iaşe ve donanım yönünden oldukça yetersiz bir durumda olan ve sıcak iklim şartlarına göre yetiştirilen askerlerin büyük kısmı 3. Ordu emrine verildi. Bu arada, İstanbul'dan kışlık giyecek ve askeri malzeme taşıyan Bezm-i Alem, Mithat Paşa ve Bahr-i Ahmer gemileri Trabzon'a doğru yol alırken Rus savaş gemilerince Zonguldak yakınlarında batırılması 3. Ordu üzerinde tam bir psikolojik yıkım meydana getirmişti.

Enver Paşa, taarruzun bahara bırakılmasını öneren 3.Ordu Kumandanı Hasan İzzet Paşa’yı görevinden alarak, 3.Ordu Komutanlığını kendi üzerine aldı. 22 Aralık1914-5 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış savaşlarında Türk Ordusunun uyguladığı plan şöyle idi: Bir kolordu ile düşmanın cepheden tespitini, iki kolordu ile kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km. gerisindeki Sarıkamış’ın ele geçirilmesi ile büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu

Enver Paşa ve Alman kurmay heyeti taarruzu bir an önce başlatıp, Rusların toparlanmasına fırsat vermeden, onları bir kuşatma harekatı ile yok etmeyi planladılar. 3. Ordu'nun 9, 10 ve 11. Kolordu'ları 24 Aralık 1914 günü, -39 derece soğukta Büyük Sarıkamış çevirme ve kuşatma harekatına başladı. Enver Paşa'da 9. Kolordu'nun başında harekete geçti. Açlık, soğuk, yorgunluk ve dağın sarp ve kayalık olması birliklerin kayıplarını hızla artırıyordu.

Enver Paşa'nın bizzat kendisinin başında bulunduğu 9. Kolordu 36.784 kişi mevcudu ile Sarıkamış'ın 8 km yakınına geldiğinde geceyi orman ortasında geçirmek zorun kaldı. Ancak, Allahu Ekber dağlarını aşanlar çetin kar ve tipinin erzak ve teçhizatın ileri hatlara taşınmasına engel olması sebebiyle çok büyük can ve mal kayıpları ile mühimmat kayıplarına maruz kaldılar. Daha önce askeri ve siyasi kişilerin karşı çıkmalarına rağmen, Enver Paşa’nın taktiksel isabetsizliğinden ve stratejik basiretsizliğinden dolayı binlerce şehit verilmişti.

Enver Paşa'nın düşüncesi, Rus kuvvetlerinin arkasına sızarak hızlı manevralarla gafil avlamak hedefi vardı. Ne var ki; basit hatalar, uygunsuz zamanlama ve olumsuz iklim şartları başarısızlıkla sonuçlandı.

Sarıkamış Harekatı ile ilgili tartışmaların en önemlilerinden birisi yaşanan kayıpların sayısı ile ilgilidir. Rus Genel kurmay kaynaklarına göre Türklerin kaybı 90 bin, Rusların kaybı ise 32 bindir. Osmanlı Genel Kurmay Başkanlığı saptamalarına göre, Sarıkamış harekatına katılan 3. Ordu, 23 bini savaş alanında, 10 bini de savaş hatları gerisinde olmak üzere toplam 33 bin şehit vermiştir. Yedi bin kişi esir düşmüş, 17 bin kişi de yaralanma vb. nedenlerle savaş dışı kalan 57 bin kişidir.

General Ali İhsan Sabis’te bu olayı şöyle aktarmaktadır: “...100.000 kişilik üç kolordunun iki hafta içinde 15.000 kişiye düşmesi, topları ile silahlarının ve nakil araçlarının yarısından fazlasının kaybolması, bütün gidip gelme yolları üzerinde kanlı veya donmuş mezarsız on binlerce şehit bırakılması, ordunun gerek maddi gerek manevi güçlerinden çok şeylerin kaybolması ile özetlenebilir...” diyerek tepkisini ortaya koymuştur.

Enver Paşa’nın bu savaştaki rolü elbette tartışılmaz bir seviyede idi. Sarıkamış’ın alınamaması ve binlerce askerin düşmana değil de kışa feda edilmesi muhtemelen Enver Paşa’nın ordu içerisindeki konumunu sarsmıştır. Enver Paşa, Erzurum’dan İstanbul’a dönüşünde Türkiye’de örneğine bugüne kadar bile rastlanmamış olan bir sansür uygulandı ve basında Sarıkamış harekatı ile ilgili olarak tek bir satır haber yahut resim çıkmadı. Sansür öylesine yoğundu ki kamuoyu Sarıkamış faciasını ancak sekiz sene sonra, Binbaşı Şerif'in 1922 yılında yayınladığı bir kitap sayesinde öğrendi.

Harekâtın devam ettiği günlerde hüküm süren şiddetli kış şartları, Türk birliklerinin şehitlerini defnetmesine fırsat vermemişti. Soğuğun şiddetiyle donan toprak, kaya gibi sertleştiğinden yorgun askerler, şehit arkadaşları için birer mezar bile kazamamışlardı. Bu sebeple kahraman şehitlerin aziz naaşları; dağ başlarında, orman içlerinde, ıssız vadilerde defnedilmeksizin öylece bırakıldı. Şehitlerin cesetleri, bulundukları yerlerde aylarca kaldılar. Bir kısmı da hazin şekilde kurtlara ve yırtıcı kuşlara yem oldu.

Nisan ayı başlarında karların erimesiyle birlikte açığa çıkan şehit naaşları vicdan sızlatıcı bir hal almaya başladı. Bunun üzerine Rus yetkilileri, Sarıkamış kaymakamlığına emir vererek naaşların bir an önce defnedilmesini istediler. Bu emir üzerine civardaki Türk köylerinden getirtilen amelelerden yüzer kişilik gruplar oluşturuldu. Her grubun başına defin işlemlerinin dinî vecibelere uygun olarak yapılabilmesi için birer imam tayin edildi.

Bahtsız Türk köylüleri, şehit kardeşlerinin naaşlarını, bulundukları dağ başlarından toplayarak, kazdıkları toplu mezarlara dinî merasimle defnettiler. Bu mezarların kimisi beş yüz, kimisi sekiz yüz, kimisi de bin şehide denk gelecek şekilde istirahatgahı oldu. Cephede sırt sırta savaşan kahramanlar koyun koyuna toprağa verildiler. Bir sıra şehit diziliyor, üzerine kireç dolduruluyor ve bir sıra daha şehit diziliyordu. Bu işlem bazı yerlerde kat kat uygulandı. Ayrıca her toplu mezarın başına orada kaç şehidin yattığını gösteren birer yazı asıldı. Bir hafta kadar süren defin işlemleri tamamlandıktan sonra, 23 bin şehidin toprağa verildiği rapor edildi.

Bu harekât, Osmanlı İmparatorluğu açısından büyük bir yenilgiyle sonuçlandı. Sarıkamış Harekâtı, stratejik hatalar, lojistik zorluklar ve çetin kış koşulları nedeniyle bir felaketle sonuçlandı. Osmanlı ordusu büyük bir kayıp verirken, bu durum, savaşın seyrini olumsuz etkiledi ve Rus İmparatorluğu'nun Kafkas Cephesi'nde güçlenmesine neden oldu. Sarıkamış Harekâtı, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'ndaki askeri başarısızlıklarından biri olarak tarihe geçmiştir. 

UHA Haber Merkezi - ÖZKAN KARACA

BELEDİYELER

EKONOMİ