Maçı Hırvatistan 3–2 kazandı ancak karşılaşmanın önüne geçen olaylar geniş tartışmalara yol açtı.
Karşılaşma boyunca Hırvat taraftarlar, “Bir Sırp’ı öldür”, “Eve hazırız” gibi milliyetçi ve ırkçı sloganlar attı; bazı gruplar Ustaşa selamı vererek nefret söylemini tırmandırdı. Tribünlerde açılan pankartlarda da Sırplara yönelik aşağılayıcı ifadeler yer aldı.
Spor yorumcuları, oyuncuların maç öncesi ve sonrası sergilediği dostane görüntünün tribündeki gerilime gölge düştüğünü belirtti. Hırvat teknik ekip ise maç sonu tartışmalara ilişkin yorum yapmaktan kaçındı.
Karadağlı siyasetçiler ve sivil toplum temsilçileri, karşılaşmada yükselen nefret söylemini “tehlikeli”, “kabul edilemez” ve “bölge barışı için tehdit” olarak değerlendirdi. Bölgedeki eski yaraların provokatif sloganlarla yeniden kanatılmasının spor atmosferiyle bağdaşmadığı vurgulandı.
“Balkan Futbolunda Tehlikeli Hatıralar”
Tribünlerdeki ırkçı söylemler, birçok uzmanın aklına Yugoslavya’nın dağılma sürecini hızlandıran 13 Mayıs 1990 Dinamo Zagreb – Kızılyıldız maçını getirdi. O karşılaşma, iki taraftar grubu arasındaki vahşi çatışmalar nedeniyle “iç savaşı başlatan kıvılcım” olarak anılıyor.
Bugün Podgorica’daki olaylar, Balkan futbolunda siyasetin ve milliyetçiliğin hâlâ ne kadar kolay alevlenebildiğini bir kez daha gösterdi.
Uzmanlar, sporun birleştirici gücünün korunabilmesi için federasyonların ve uluslararası futbol otoritelerinin çok daha güçlü önlemler alması gerektiğini belirtiyor.
UHA Haber Merkezi - İREM LAÇİNKAYA
SON YAZILAR