Türkiye'de özellikle gereksiz ve bilinçsiz insülin kullanımına yönelik uzmanlardan ciddi uyarılar geldi. Dr. A. Rasim Küçükusta, yapılan son araştırmaların yüksek insülin seviyeleri ile pankreas ve diğer sindirim sistemi kanserleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ortaya koyduğunu belirtti.
Bilimsel Zemin: Kanser ve İnsülin Bağlantısı
Son çalışmalar, insülin direncinin sadece diyabeti değil, aynı zamanda hücre büyümesini tetikleyerek tümör oluşumuna zemin hazırlayan kronik enflamasyonu da başlattığını gösteriyor. Biyolojik mekanizma, insülin direnci sonucu yükselen insülin seviyelerinin hücre büyüme sinyallerini artırması ve bu durumun kansere yol açabilecek hücresel stresi tetiklemesi olarak özetleniyor.
Dr. Küçükusta, insülin direnci olan bireylerde pankreas kanserinden ölüm riskinin yaklaşık %50 daha fazla olduğunu, insülin kullanan bazı hastalarda bu riskin 6,5 kata kadar çıkabildiğini vurguladı. Hiperinsülinemi, pankreasın yanı sıra kolon-rektum, meme, rahim, karaciğer ve mide kanseri risklerini de artırıyor.
"Akılcı Yaklaşım Şart"
Uzmanlar, Türkiye'de "felaket boyutlarında rastgele insülin kullanımı" olduğunu belirterek, bu durumun bir "kısır döngü" yarattığını ifade etti. İnsülinin yağ depolamaya neden olduğu, kilo alımının insülin direncini kötüleştirdiği ve daha fazla insülin ihtiyacı doğurduğu belirtildi.
Bu tehlikeli döngüden kurtulmak için akılcı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor. Beslenme hatalarının düzeltilmesi, düzenli egzersiz ve gerekirse metformin gibi ilaçlarla insülin seviyesinin düşürülmesinin hem diyabeti kontrol altına alacağı hem de kanser riskini azaltacağı belirtiliyor. Dr. Küçükusta, diyabet koması gibi hayati durumlarda insülinin hayat kurtarıcı olduğunu, ancak gereksiz kullanımının ciddi riskler taşıdığını sözlerine ekledi.
UHA Haber Merkezi - REMZİ YILDIRIM
SON YAZILAR